İran’ın Asimile Ettiği Türkler: Hazaralar


Son yazılarımda; güçlü bir ülke olmamız gerektiğini özellikle vurgulamış ve bunun neden gerekli olduğunun altını çizmiştim: (Diğer Türk topluluklarının ve dışarıda bulunan gurbetçilerimizin haklarını korumak ve gelecekte parçalanmamak için.)
Bazıları pek anlamamış sanırım!..

Ben de olayı biraz daha genişletmeye karar verdim. İşte size güçlü olmamızı gerektirecek bir neden daha…

Orada… Uzakta kardeşlerimiz var… Ve diğer Türkler gibi onlar da baskı altındalar, yaşam savaşı veriyorlar. Belki de bir çoğumuzun adını bile bilmediğimiz bu kardeşlerimiz, yavaş yavaş yok ediliyorlar.

Kim mi bunlar?

Hazara Türkleri…

‘‘Uzun bir süre İran dilinin hakim olduğu bir bölgede yaşayan, okumalarına izin verilmeyen, hiçbir zaman yazı öğrenemeyen, 20-30 yıl öncesine kadar köle muamelesi gören ve hatta çocukları köle olarak satılan Hazaralar, bütün bu baskıları sonunda kendi dillerini unutmuş, bugün Farsça’nın bir lehçesi olan Dari dilini konuşur hale gelmişlerdir. Çoğunlukla, hamallık, çobanlık, lağımcılık gibi ağır işlerde çalışan ve büyük bir kısmı bugün de hayvancılıkla uğraşan, geçimlerini bu yolla temin eden Hazaralar gördükleri zulümlerden sonra diğer Türk topluluklarına daha fazla yaklaşmışlar ve onlarla birlikte hareket etmeğe başlamışlardır.’’

Türk toplulukları konusunda ciddi araştırmaları bulunan Doç. Dr. Ali Çelik’in Hazara Türkleri hakkındaki tespitleri kısaca böyle…

İyi, güzel de…

Kim bu Hazaralar?

Bizi neden ilgilendiriyor?

İşte size cevabı…

Dünyanın gözü adım adım ABD ile savaşa giden İran’da. Çok sayıda azınlık halkın yaşadığı ülkede egemenliği tamamıyla elinde bulunduran Farslılar ülkede Azeriler başta olmak üzere hiçbir etnik gruba özgürlük şansı vermiyor. Eğitim Farsça, dünyayla tüm bağlar kesiliyor eylem yapmak bile yasak. Ancak Farslıların bu ırkçılığa dayanan aşırı milliyetçiliği sadece kendi ülkelerinde sınırlı kalmış değil. Amerika ve müttefiklerinin işgali altında bulunan Afganistan’da Hazara Türkleri’ni asimile etmek için büyük bir kampanya uygulanıyor. 35 milyona yaklaşan nüfusu ile savaşın ortasında kalan Afganistan’da, ülkedeki en büyük azınlık grup yaklaşık % 20’lik oranıyla Hazara Türkleri’dir. Ancak 6 milyonu aşkın bu grubun kökenine dair kasıtlı olarak çeşitli uydurma yorumlar ve tarih haberleri yapılıyor. Çeşitli yorumlardan ziyade Güney Türkistan olarak adlandırılan bu coğrafyada yaşayan kimsesiz Hazaralar’ın Farslı oldukları propagandası yapılıyor. Eğitimleri İran’da olduğu gibi zorunlu olarak Farsça, asırlardan gelen kültürlerini anlatmaları yasak, Türkçe kesinlikle yasak (onlar yine de bu yasağı deliyorlar ve sözcükler arasına pek çok Türkçe sözcük ekliyorlar). Ancak onlar tüm bu çirkin oyunlara rağmen kimliklerini korumak için tüm güçleriyle çaba sarf ediyorlar. Ülkedeki diğer Türklere (Türkmen, Özbek, Kırgız) ‘amca oğlu’ yada ‘kuzen’ anlamına gelen kelimelerle sesleniyorlarmış.
Peki Farslılar’ın bu iddiaları gerçekten doğru olabilir mi?

Hazaralar Farslı olabilir mi?

Objektif araştırmalar yapan tarihçilere göre HAYIR.

Hazaralar kimdir?
Her an ‘tepemize bomba düşebilir’ düşüncesiyle korku içinde yaşanan savaş ülkesi Afganistan’da gelen kısıtlı bilgilere rağmen Güney Türkistan’ı yalnız bırakmayan soydaşlarımız…
İşte kısıtlı imkanlara rağmen
https://guneyturkistan.wordpress.com adlı internet sitesinin Hazara Türkleri için yaptığı derleme: Bilindiği gibi Afganistan’da yaşayan ve nüfusları % 35’e varan Türkler hakkında maalesef Türk Dünyası yeterli bilgiye sahip değildir. Afganistan’da yaşayan en büyük Türk grubu olan Hazaralar’ın tarihi ve etnolojik yapısıyla ilgili çalışmaların Türkçe olmaması ise ayrı bir sorun yaratmaktadır. Biz bu çalışmamızda Hazara tarihi ve etnolojik yapısını kısa da olsa açıklamaya çalışacağız. Afganistan, bulunduğu konum itibariyle her zaman istilacıların akınlarına uğramıştır. Hazaracât’ın, Afganistan’ın ortasında olması sebebiyle istilacılar, ülkenin bir tarafından diğer tarafına ulaşmak için bu bölgeden geçmek zorundaydılar. Bu sebepten dolayı Hazaracât, tarihin çeşitli dönemlerinde istilacıların hâkimiyeti altında kalmış ve Hazara Hanları veya Mirleri tarafından merkezi hükümete haraç vermek suretiyle idare edilmiştir. IX. yüzyılın sonlarında Hazaracât’ta Emir Zunnün Ergün tarafından kurulan Ergüniye Hazara Emareti’nin son emiri olan Şah Beg Ergün’ün, Şah İsmail Safevi tarafından öldürülmesinden sonra bu Emaret sona ermiştir.

Abdurrahman Han, Afgan tahtına geçtikten sonra Hazara Hanları ve Mirleri yeni Emiri desteklemişlerdir. Bu durum fazla sürmemiş, Abdurrahman Han ilk iş olarak İngilizlerin yardımıyla Hazaracât’ı istila etmiştir. Adurrahman Han, Hazaralarla olan savaşlarını meşrulaştırmak için bahane bulmak zorundaydı. İlk olarak Hazara Hanlarını Şir Ali Han’a destek verdikleri suçundan dolayı tutuklattırmış ve halkın ödeyemeyeceği şekilde 16 çeşit ağır vergi koymuştur. İnsanların bu tür ağır vergilerini ödemeye gücü yetmeyince de önde gelen ve nüfuzlu kişileri tutuklattırmıştır. Abdurrahman Han, binlerce insanı katletmiştir. Hazaralarla birlikte Özbekler ve Nuristanlılar’ı da öldürtmüştür. Abdurrahman Han’ın Hazaralara karşı kin ve nefreti ise diğer etnik gruplara göre daha fazla olmuştur. Çünkü Abdurrahman Han’a karşı tek güç ve tehlike Hazaralar olmuştur.

Hazaracât 1893 savaşlarından sonra ekonomik açıdan canlılığını kaybetmiştir. Hazaralar’ın bütün otlaklıkları ve verimli toprakları devletin malı sayılarak zapt edilmiştir. Göçebe Peştunlar, devletin himayesini alarak sürülerini rahatlıkla Hazaralar’ın tarlalarında ve otlaklıklarında otlatmışlardır. Bu durum onların kış aylarında biçilecek mahsulü kalmayınca ucuz bir fiyatla topraklarını Peştunlar’a satmak zorunda kalmalarına sebep olmuştur. Abdurrahman Han’ın oğlu tarafından öldürülmesinden sonra Hazaralar için af çıkartılmış, Peştunlar’a verilen toprakları geri iade edilmeye başlanmış ve bunun üzerine bir kısmı Hazaracât’a dönmüşlerdir.

1978 yılından sonra mücahit partiler, komünist hükümetine karşı ülkenin çeşitli yerlerinden direnişe geçmişlerdir. 1978-1985 yılları arasında Hazaralar 50’ye yakın grupla direnişe katılmışlardır. 1979 yılının sonunda Hazaralar’ın dinî liderleri ve aydınları bir araya gelerek Afganistan İslam Devremi İttifakı Hükümeti’ni kurmuşlar ve Seyit Ali Behişti’yi cumhurbaşkanı olarak seçmişlerdir. Bu tarihten sonra Hazaracât yıllardan sonra özerk bir bölge durumuna gelmiştir.

Hazaralar’ın etnolojisi ile ilgili görüşler toplam üç kategoride sınıflandırılmaktadır. Afganistan üzerinde ve özellikle antropolojik ve linguistik alanlarda pek fazla bilimsel bir çalışma mevcut olmadığından dolayı konunun araştırılması zor olacaktır. Birinci nazariyenin savunucularından biri Ferrier’dir. Ona göre Hazaralar en eski kavimlerden biridir. Daha sonra Fletcher de bu nazariye.Üavunmuştur. Ferrier, görüşlerinde Yunan tarihçisi olan Cartsius’a dayanarak Hazaralar’ın, Büyük İskender zamanında bile Hazaracât’ta yaşadıklarını söylemiştir. Bu nazariye, Hazaralar’ın Cengiz Han’ın bu bölgelerde bıraktığı askerlerinden meydana geldikleri yönündeki nazariyeyi reddetmektedir.
Batılı araştırmacılardan biri olan Bellew’in ortaya koyduğu ikinci nazariyede ise Hazaralar tamamen Moğol olarak zikredilmiştir.

Üçüncü nazariyeyi Dorn ortaya atmıştır. Ona göre Hazaralar tamamen Türk’türler. Türklerin bugünkü Afganistan bölgelerine geldiklerini çok eski bir tarih olan Kuşaniler’in, Çin’in kuzeybatısından Seyhun ve Ceyhun ırmakları arasındaki topraklara göç etmelerine rastlanmaktadır. Son araştırmalara göre Kuşaniler’in ve Yefteliler’in Türk oldukları tespit edilmiştir. Tarihçilerin birçoğu ve özellikle Dorn, Hazaralar’ı Moğol olarak kabul etmemektedirler. Ona göre Hazaralar, tamamen Türk olup Afganistan’da hâkim olan Mengü Han zamanında bugünkü yaşadıkları bölgede yerleşmişlerdir. Cengiz Han; Belh, Kabil, Gazne, Herat ve Hazaracât’ı istila etmeden önce bu bölgelerde Halaç Türkleri ile Karluk Türkleri’nin yaşadıkları bilinmektedir. İbni Haldun’un ifade ettiği gibi Belh ve bugünkü Hazaracât Türklerin merkezi durumundaydı. Bu bölgelerde yaşayan Türkler, Cengiz Han’la savaşmışlardır. Hem Moğollar hem de Türkler sarı ırka mensup olduklarından dolayı birbirlerine kaynaşmaları çabuk olmuştur.

Hicri III. ve IV. yüzyıla ait tarih ve edebiyat metinlerinde Hazaralar, Garçe Türkleri olarak zikredilmiştir. Dr. Cavit ve Ömer Salih’e göre Hazaralar, Moğollardan önce Garze (Garçe) olarak bilinmekteydiler. Hazaralar, Ural Altay kavimlerine mensupturlar ve Gur hükümdarları bu kavimdendirler. Hazaralar’ın etnolojik yapısıyla ilgili çeşitli görüşlerin hem Batılı hem de Afganistanlı araştırmacılar tarafından ortaya konulduğu daha önce belirtilmiştik. Ama öne sürülen görüşlerin bir çoğunun Hazaralar’ın sosyo-kültürel gerçekleriyle uyuşmazlık halinde olduğu görülmektedir. Batılı araştırmacıların bir çoğu Hazaralar üzerinde araştırma yaparken Hazaracât’a gitmemişler ve ikinci elden kaynakları kullanmışlardır. Bu, sosyolojik açıdan ve özellikle bir milletin etnolojisi ve antropolojisi söz konusu iken kabul edilemez….

Değerli okurlar.

Yerimizin darlığı nedeniyle daha fazla detay veremiyorum. Umarım diğer detayları internetten veya kütüphaneden edinirsiniz. Gerçek olan şu ki; Türklerin yaşadıkları yerlerde ‘sinsi’ çalışmalar sürdürülüyor. İşin acı yanı; düşmanlarımız her koldan harıl harıl çalışırken, biz ipe sapa gelmez şeylerle uğraşıyoruz. Daha doğrusu sudan sebeplerle ve çeşitli oyunlarla meşgul ediliyoruz.

Bir kez daha vurguluyorum: UYANMALIYIZ…

Geç olmadan!..

Sözü; Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalında doktora Öğrencisi olan Abdullah Mumammadi’ye bırakıyorum: ‘‘Umarız Çin’in Uygur Türkleri’ne uyguladığı soykırım sonrası oradaki soydaşlarımızı hatırlayan Türk dünyası, gizlice yürütülen bu kampanyaya seyirci kalmaz ve 35 milyonluk ülkede sayıları 12 milyonu geçen Türkler’e sahip çıkar. Yoksa bugün kardeşini hatırlamayanlar, bunun hesabını unuttukları kardeşlerine değil, tarih kitaplarında torunlarına karşı verir. Bir gün bu kâbustan uyanmak ve Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar tüm halkımızla el ele, barış içinde güneşli güzel günler yaşamak dileğiyle…’’

Metin Yener

Azerbaycan Belcika Dostluk Cemiyeti

9 Yanıt

  1. Türk yurdu Türk toprağı Güney Azerbaycan’dan (İran Azerbaycnan’ından)
    Türk yurdu Türk toprağı Güney Türküstan’a
    SELAMLAR

    saytınızı ziyaret etdim, çox gözel olmuş. özellikle neçe dilde olması çox önemli.
    bizim burda (Hemedan eyaleti’nde) Sina adında heftelik bir gazetemiz vardır. burdaki Türk kültürünü, dilimzi, edebiyatımızı yaşatmaya çalışırıq. bu arada, Türk Dünyası’nın çeşitli Türk cumhuriyetleri ve topluluqları ile ilgili materyaller de yayınlamaya çalışırıq. Güney Türkistanlı TÜRK qardaşlarımızla ilgili bir iki yazı da yayımladq, bundan sonra daha da yayımlayacağıq.
    neyse, bu saytı görende çox çox sevindim. Afganistan’daki hamı qardaşlarımı sevgiler, sayqılar, selamlar.

    M. Ucal Ulutürk
    Güney Azerbaycan
    Hemedan, BAHAR

  2. Tanrı Türkü korusun, yüceltsin.

  3. Selam Ya Hz TÜRK
    Allah ve Resullullahi seven seni sevmek zorunda yoksa imani Kamil olmaz.
    Buna itirazi olanlar muhakkak’ki olucakdir, olmamasi zaten yaratilisin Yaradanin kanununa aykiri.Ancak sunuda unutmayinizki Türkü sevmek kurtulusun müjdesi:Oysaki o mübarek ,mümtaj ve necip milleti Ibrahimin öz evladi olan soyu yaratilisin yegane sebebi olan O Alemlerin Rahmeti Allahin Askinin Nurunun tecellisi yani kisacasi Yunus Emre Hz,lerinin buyurmus olduklari gibi : Ete kemige bürünmüs Yunus olup görünmüs..! Olmanin sirrina Erenlerin bildirdigi üzere sevgili Peygamberimiz Ahmedi-Muhtar Muhammed Mustafa.A.S in soyuna soysuzluk yapan o lanetlenmis Yezit lanetullahi aleyh ve laneten vasia,yi unutmasinlar …! Neden’mi ?Cünkü bakin onlarin esamesi okunuyormu ama O sevgilinin mübarek soyu kiyamete kadar daim ve kaim olucakdir elhamdülillah.
    Efendiler Türke hangi ad yada sanla anarsaniz aniniz Türkün hicbir unsuruna dokunmayiniz,sevinizki daim olasiniz yoksa kahru perisan rezil’ü rüsvan olursunuz insanlik tarihi bunun misalleriyle dolup tasmakda insan olan ibret alan tarihe bir göz atsin ibret nazariyla.
    Ey insan oglu hangi Boydan Soydan olursan ol insan olmanin müslümanliginin saglamliginin görülebilen nisanesi TÜRK’Ü nekadar seve bilmenle orantili unutma..!!!!!!
    Sen’ki hem müslümanlik davasi güt hem Türkün milletinin bir unsuru olan HAZARALARA hain ol hic affedermi Hallaki Alem seni yer ile yeksan etmezmi Allahu Alem seni sana ve senden türemis yada türeyecek soyuna yazik degilmi.?????
    KIMKI TÜRKÜN GÖNLÜNE DOKUNA DOKUNUR SINESI ALLAHIN OKUNA….!!!!!!
    Dikkat ve ibret ile Allah rizasi icin Evliyaullah kelami olan su mübarek kelami kibariyeyi birdaha birdaha okuyunuz.Insanlar düsünmezlermi hic ? Ibret nazari eksikmi dogmus bu kisiler.?????
    Allahin sevgilisi Muhammed Mustafanin soyundan gelen ! O nun mübarek dilini konusan bu necip millete dusmanlik edeni Allah kahru perisan rezil’ü rusva etmezmi sanirsiniz.? Bakiniz bugün islamlik iddiasi güden sözde islam cografyasina Allah onlardan Kerbelanin,Hicazda sehit olan Türkün arkadan vurulan hadimmi Islamin evladinin Allah elinden cezalandirilmasinin neticesi degilde nedir.??
    Nedemisdik ? KIm’ki Türkün gönlüne dokuna, dokunur sinesi Allahin okuna…! Bana suizanda bulunucaginiza milletinin bir ferdi olmakla seref buldugum sevgililer sevgilisinin hürmetine Allahdan milleti Resule milleti Ibrahime yani Türk milletine yapmis olduklarinizdan dolayi bir utaniniz bir pismanlik duyup bir tövbe ediniz umulurki AllahC.C sizleri samimi pismanliginizdan dolayi affederde sizler ve sizlerden türemesi muhtemel yavrucaklariniz Türke düsmanlik edenleri basina gelmesi mukadder olan o talihsiz kadere tabi olmakdan beri olursunuz.! Ya yoksa nemi olur ozaman tarihe tarihin ibretlerle dolu sahifelerine bir Allah rizasi icin bakiniz ve tefekkür ediniz derim’ki bakin esamesi okunan varmi o düsmanlik edenlerin.??
    Allah Türke ve Türkün milletinin tüm unsurlarina düsmanlikdan sizi bizi ne neslimize beri eylesin’ki lanetlenenlerden olmayalim..!!!!!!!
    Bakin Yezit kafiri laneye ( lanetullahi aleyh ve laneten vasia ) ne oldular kiyamete kadar lanetli ve zalim ve alcak..!!!
    Ya sehidi Kerbelaya bakiniz kiyamete kadar dem onlarin demi devran onlarin devrani bu gercege Erenlerin demine HUUU.

  4. Güzel makale teşekkür ederim.Hazarları hep sevmişimdir

  5. Bu güne kadar hangi Türkün derdine derman oldunuz ki, amerikanın ortalığı karıştırmak istemesi üzerine hazaralara sahip çıkmaya başladınız.
    Irak Türkmenleri ortada dururken suriyenin araplarının derdine düşmüşlerle mi Türk korumalığı yapacaksınız.
    Sincanda Türkler katledilirken Çinle en büyük ticareti yapan Türkiye değil mi?
    1940 lı yıllarda SİNCANDA KURULAN UYGUR DEVLETİNİ TANIMAYARAK çİN ZULMÜNE TERKEDEN tÜRKİYEDEN BAŞKASI MI?

  6. Türkiye kurulurken öyle basit kurulmadı.. tamamiyle batının emirleri kabul edildi.. türkiye ses çıkartamaz türkiye adım atamaz hale getirildi.. çünki bilirlerdi.. türkiye boyul devlet olacah eski gücüne ulasacah bakın simdık sadece bagırabiler fekat bırsey yapamaz.. turkıyayı yedıler turkıyeyı gucsuz bıraktiler.. turkıye gendı derdıne yanmıs dıger bolgelerı gorecek durumı yoktır

  7. suan bile pakistan serefsiz devleti hazaralara katl ediliyor .kim durduracak bu pis pakistani.bu olaydan turklerin haberi var mi acaba?

  8. Başka bir sitede okudum, diğer ülkelerde okuyup eğitim almak istiyorlar, kendi toplumlarını geliştirebilmek için ve Türkiye’de de birkaç tane burs ile okuyan öğrenci var ama burada benim gördüğüm Türk’e benzeyen bütün Afganistanlılar sakallı-cübbeli ve işyeri işyeri gezip Afganistan’daki kuran kursları için para dileniyorlar yani durum çok kötü. Pakistan ile aramız çok iyi, devlet ne kadar bu insanları tanırsa Pakistan’da o kadar yardımcı olur bize. Bunun yanısıre Fethullah’ın okulları oradaki bu çocuklara burs versin

  9. İran’ın Hazara Türk’lerine yaptığı asimile kabul edilemez bu ne Kuran-ı Kerim ‘de ne de İnsan Hakları Beyannamesinde rastlanılamaz. Amma ve lakin yanlışı kim yapıyorsa ırkı dili, dini mezhebi, soyu, cinsiyeti, mevkii, ve Makamı ne olursa, olsun sen haksızsın diyemiyorsak o vakit ne gerçek anlamda insanız, ne de gerçek anlamda Müslüman olamayız. Peki siz hiç Türkiye Cumhuriyeyitinin yani kendi ülkenizin, Laz’lara Kürt’lere, Arnavut, Boşnak, Ermeni vb halklara yaptığı asimilenin farkında mısınız?
    Eğer farkında olupta Madem Kürtler ve Lazlar Türkiye de yaşıyor o halde yasalarımıza uymak zorundalar, Türkçe eğitim almak zorundalar. Bu ülkenin resmi dili Türkçe’dir. Ana dilde eğitim olamaz diyorsanız. Beğenöiyorlarsa defolup gitsinler fikrinde iseniz. Şunu unutmayın. O vakit İran’ın da Resmi dili Farsça’dır ve eğitim Farsça yapılır. Ana dilde Türkçe niye eğitim istiyorsunuz. Hazara Türklerinin de ana dilinde eğitim almak en doğal ve en meşru hakları ise neden Kürt ve Lazların kendi ana dillerinde eğitim almak istemeleri bölücülük ve Vatana ihanet etmek olarak algılanıyor.
    Zulüm kimden gelirse, gelsin sen suçlusun diyemiyorsak bizim hem inancımıza hemde İnsanlığımızda sorun var demektir.

Yorum bırakın