Türkistan’ın İşgal ve Esaretinin Sebepleri


Bugün Orta Asya diye tanıtılan ve Türklerin tarihinde önemli bir yeri olan Türkistan’ın coğrafi sınırlarını şöyle çizebiliriz: Hazar denizi ile Horasan dağları, güney’de Hindikuş ve Kûh-i Sefid dağları, kuzey’de Kazakistan bozkırlarının kuzey sınırları arasında kalan ve 5.340.066 Km2′ lik sahayı içine alan bölgedir.

Tarih ve Etnoğrafra yönünden tamamıyla bir Türk bölgesidir.

Çin işgali altında bulunan 1.503.563 Km2 olan kısmına “Doğu Türkistan“,batıda bugün Türk Cumhuriyetleri: Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’ın bulunduğu 3.836.503 Km2 bulan kısmına da”Batı Türkistan“denilmektedir. Afganistan’ın Kuzeyi Güney Türkistan.

Türk-İslam tarihinde çok önemli bir yeri olan, en büyük alim ve evliyaların yetiştiği, kültür ve medeniyet merkezi büyük Türkistan, neden Rus ve Çin işgali altına girerek, insanlık tarihinin kaydettiği en büyük facia ve zulümlere maruz kaldı.

Türkistan’ın karşılaştığı bu büyük felaket ve zulümler maalesef yeterince araştırılmadı, yazılmadı. Bunları bütün Türk milletine ve dünyaya hakkıyla duyurmak için araştırma enstitüleri kurulmalı, doktora tezleri yapılmalıdır. Ülkemizde bu konuda ilk ciddi çalışmaları Prof. Dr. Mehmet Saray yapmıştır.

Prof. Dr. Mehmet Saray, Türkistan’ın Rus ve Çinliler tarafından işgal edilerek esaret altına alınmasının ana sebeplerini özetle şöyle ifade etmektedir.

İran’ın Türkistan’ı Ortadoğu’ya Bağlayan Ticaret Yollarını Kapatması

Türkistan, Çin ve Hint mallarını Karadeniz ve Akdeniz Limanına ulaştırarak büyük ticari kazançlar elde ediyordu. Şii İran’ın, Türkistan’ı Ortadoğu’ya bağlayan ticaret yollarını kapatması, Türkistan halkının gittikçe fakirleşmesine ve neticede kültür ve medeniyet sahasında geri kalmasına sebep olmuştur. Bu fakirlik, çok geçmeden Türkistan’ın askeri gücüne de tesir etmiş ve özellikle ateşli silahlarda Rusya’nın çok gerisinde kalmıştır.

Merkezi Bir İdarenin Yokluğu

Timur İmparatorluğunun yıkılmasından sonra Türkistan’da 3-4 küçük hanlık teşekkül etmiştir. Bunlar Buhara, Hive ve Hokant ile doğuda Kaşgar Devletidir. Türkistan’daki bu Hanlıkların Rus istilasına karşı kendilerini iyi müdafaa edememelerinin en mühim sebebi, Türklerin, merkezi güçlü bir idareye sahip olmamalarıydı.

Osmanlının Tavsiyelerine Uymamaları

Osmanlı hükümetlerinin ve padişahlarının, Türkistanlıların birlik ve beraberlik halinde olmaları için yaptıkları tavsiye ve ikazlara rağmen, birbirleriyle uğraşmaları, varlık ve enerjilerini boşu boşuna tüketip zayıf düşmelerine yol açmıştır.

Netice olarak

Yukarıda anlatılan sebeplerden dolayı Türkistan iktisaden zayıflamış, bu durum eğitim ve ilimde de geri kalmalarına sebep olmuştur. Cehaletin, fakirliğin teşkilatsızlığın neticesi olarak, Türkler; Rusların harp sanatından anlayan disiplinli ve ateş gücü yüksek kuvvetleri karşısında, bütün kahramanlıklarına rağmen mağlup olmaktan kurtulamamışlardır.

Rusların Samimiyetsiz Tavrı

İşgalle ilgili hadiseler incelendiğinde Rusların, iddialarının tam tersine, milletler ve devletler arası hukuka en az riayet eden taraf olduğu ortaya çıkmıştır. Modern silahlarla donanımlı Rus Kuvvetlerinin, aynı silahlara sahip olmayan Hive, Hokant ve Buhara ordularına karşı yaptıkları mücadelelerde, tabii olarak, kolay zaferler kazandığı görülür.

Fakat Rusların bu üstünlüklerine rağmen, işgal ettikleri bölgelerde yaptıkları katliam ve zulümleri anlamak mümkün değildir. Hele, Orta-Asya’ya “Medeniyet“ götürüyoruz diye bu hareketleri yapmaları Rusların ne kadar samimiyetsiz olduklarını göstermiştir.

Kaynak: Rus İşgali Devrinde Osmanlı Devleti ile Türkistan Hanlıkları Arasındaki Siyasi Münasebetler Prof. Dr. Mehmet Saray

A. Said Bektaş

2 Yanıt

  1. Türkleri kızılderililer gibi yok etmek istediler.
    Bir Amerikalı senatör Türkler Asya’nın kızılderilileridir ve sonları da onlar gibi olacaktır demişti.Türkleri hiç tanımamış bu cahil ilkel varlıklara karşı güçlü olmalıyız.Meşhur bir Rus tarihçi de seyahat edip araştırmalar yaptığı Orta Asya’da Doğu Türkistanlılar için Türkçe konuşan bir halk diye söz etmişti.Türklerin ana yurdunda olduğunu bile bilmeyen cahil insanlar bu coğrafyaları ele geçirdi.

  2. Belalarini bulucaklar Allahin izniyle Türke dokunmanin ne oldugunu onlarda onlardan öncekilerin yasadiklari gibi kendi öz benliklerinde bunun acisini yasayip, bu aciyi tadicaklar.
    Hani bir tabir vardir eceli gelen …… cami duvarina sigdirirmis diye.

    Iste aynen öyle .: O gün bu gün, bu gün O gün.!
    Allah dostunu yalniz birakmaz ancak dostunun kendisine olan samimiyyetinin derecesini onun basina musallat ettigi belalara sabri ve sabrinin sonundaki Hamdiyle dener.

    Bu Ilahi bir kaidedir,Kaderdir kulada bu böyledir ,Devletlerede,onlarin Milletlerinede bu böyledir.

    Devletlerde bir ömre, Kadere ve Ecele tabidirler aynen icinde barindirdiklari milletleri gibi,herseyin bir inisi bir cikisi her kisin bir yazi, her güzün bir kisi oldugu gibi Allah.C.C sevdiklerine belayi bol verir bu onlari ve onlara mensup olanlarida esit sekilde etkiler.

    Maksadim burada hasa din bilgini yada Alimi gibi ahkam kesip iskembeyi kübradan atmakdegil haddim degil haddimi bilebildigimi saniyorum Allah kendim hakkimdaki ve kendisi hakkindaki ve milletim hakkindaki zannimi hayirlara tebdil eylesin zannimda yaniltmasin beni ve bizi cümlemizi.

    Allahin dostu O nun Ordusu has kulu ve secilmis milleti olan milletimizi böylesi siki ve nerdeyse insani isyana zorlayan belalara hakkiyla sabredip sonunda mürüvvetini görenlerden eylesin , daha evvelinde bizden öncekilerin sadakatleri hürmetine bizlere lutfedilen belalara O nun hürmeti Askina sabrede bilmeyide bizlere nasip müyesser eylesin insallah.Gercek karsisinda kabul eden gönülleri versin, gercek Erlere selam selat olsun.HUUU

Yorum bırakın